Kalp kası, kalpte bulunan üç katmandan birisi olan myocardium yapı itibarıyla çizgili kasa benzese de çalışma sistemi isteğimiz dışında gelişen bir kastır. Yapısındaki çizgiler kasın akün ve miyozin liflerindeki durumlardan kaynaklanır. Diğer çizgili kaslardan ayrıldığı bir noktada, diğer kas hücrelerinin birbirinden bağımsız olmasıdır. Kalp kasında ise hücreler belli bölgelerde diskus interkalarıs adı verilen enine doğru uzanan parlak şeritler halinde birbirine bağlıdır. Şeritlerin ortasındaki boşluklar sayesinde, kalp kası hücrelerinin içi birbiriyle bağlantı kurar. Bu yapı nedeniyle kalp kası hücreleri dokusal bir bütün halindedir. Bu kalp kasına işlev açısından da bütünlük sağlar.
Kalp kasının çalışma sistemi nedir?
Kalp kası istem dışı çalışmaktadır. Çalışma sistemi kalpteki iç uyarım sayesinde gerçekleşmektedir. Bu uyarımın iki öğesi bulunmaktadır. Bu etkenler atrio ventriküler düğüm ile sinoatriyal düğümdür. Kalp kası kalbin kendi uyarımıyla çalışmış olsa da kalp atım hızı ve kalp kasılma gücü otonom sistem tarafından kontrol altında tutulur. Bu sisteme nöro humoral mekanizma adı verilir. Hormonlarda kalp atım hızında etkili olmaktadır. Bu etki otonom sinir sistemiyle regüle edilmekte, epinefrin gibi hormonlarda kalbin frekansının artmasında etkili olur. Kalp kasının çalışması sinir sisteminin kontrolündedir. Sinirler ise kalp kasının içinde bulunan purkinje telleridir. Bu sinirlerin bozulması halinde, kalp kasının felce girmesine neden olur. Kalp kası vücut hareketlerinde etkili olduğundan, vücuttaki diğer dokulara oranla daha çok enerjiye ve oksijene ihtiyaç duyarlar. Kalp kasının çekirdeği ortada bulunur ve kas ile hücre arasında interkale diskler vardır. Kas lifleri ise iskelet kasında bulunan düz lifler gibidir. Ancak bazen çatallaşma yapabilirler. Kalp kasının kramp geçirme özelliği de yoktur.
Kalp kası hastalıkları nelerdir?
Kalp yapılarından kaynaklanmayan ve anormal kalp kası çalışmasına neden olan durum kalp kasının hastalığı olarak adlandırılır. Bu hastalıklar iki grup halinde incelenir. Bunlar;
Bilinmeyen nedenler (Primer nedenler)
Dilate kardiyomiyopati: bu rahatsızlık genişleyen ve hareketi azalan sol karıncık ile karakterize olmuştur. Bunun oluşma nedeni bilinmemektedir. Kalp kasında toksik etkilere ve enfeksiyona kalıtsal yatkınlığın olması halinde aileden geldiği düşünülür. Hastaların %75-80'inde kendini kalp yetmezliği şeklinde kendini gösterir.
Hipertrofik kardiyomiyopati: bu kalp kasında kalınlaşmayla giden kardiyomiyopati türüdür. Bu hastalarda kalbin çalışma fonksiyonu normal ya da artmış gibi olsa da kalbin gevşemesi bozulmuştur. Bazı hastalarda sol karıncık çıkışında kanın aorta pompalanmasına engel olan darlık bulunmaktadır. Bu kişilerde göğüs ağrısı, nefes darlığı ya da bayılma gibi belirtiler vardır. Gelişme çağında olanlarda ve genç yetişkinlerde ani ölümlere sebep olabilen bir rahatsızlıktır. Hipertrofik kardiyomiyopatilerin çoğunluğu kalıtsal olarak yaşanır.
Restriktif kardiyomiyopati: bu rahatsızlıkta kasların gevşeme özelliği kaybolduğundan, kalbin dolma fonksiyonu bozulur. Bu hastalarda tansiyon genelde düşük seyreder. Çekilen EKG ve ekokardiyografi tetkiklerinde rahatsızlığa ait belirtiler gözlenir.
Aritmojenik sağ ventriküler kardiyomiyopati (Displazi): Kalıtsal olarak yaşanan rahatsızlık genellikle genç erkekleri etkiler. Rahatsızlık sağ ventrikülün yağ ve bağ dokusuyla kaplanmasıyla yaşanır. Buradan kaynaklanan hastalarda aritmiler ya da hızlı kalp atımı gözlenir. Aşırı egzersiz sonucu yaşanan genç ani ölümlerinin çoğu bu rahatsızlıktan kaynaklanmaktadır. Kardiyomiyopatiler genellikle kalp kasının bozukluğunu, sol karıncığın işlevini ve şeklini etkilemektedir. Yalnız aritmojenik sağ ventriküler kardiyomiyopatilerde sağ karıncık etkilenir.
Spesifik kalp kası hastalıkları (Sekonder nedenler)
Sistemik hastalıklara ya da aşırı duyarlılığa bağlı olarak gelişen kardiyomiyopatiler