{
    "title": "Kalp Spazmı",
    "image": "https://www.kalpagrisi.gen.tr/images/kalp-spazmi.jpg",
    "date": "19.01.2024 18:56:15",
    "author": "Vareste",
    "article": [
        {
            "article": "<div><b>Kalp spazmı,</b> tıp dilinde anjina pektoris olarak adlandırılan rahatsızlık kalbe gelen kan miktarındaki azalmadan ortaya çıkan göğüs ağrısı olarak tanımlanır. Rahatsızlıkta en yaygın olarak görülen belirti göğüs ağrısıdır. Ancak göğüs ağrısına hazımsızlık, göğüs duvarındaki kaslarda oluşan gerginlik, akciğer zarı iltihaplanması gibi rahatsızlıklarda sebep olabilir. Bu yüzden kalp spazmının sebep olduğu göğüs ağrısını iyi ayırmak gerekir. Çünkü her rahatsızlıkta farklı tedavi yolları uygulanmaktadır. Her göğüs ağrısı çeken kişi, öncelikle kalp rahatsızlığından şüphe etmektedir. Ancak gerçekte bu kişilerin bir kısmında kalp hastalığı bulunmaktadır.</div><div><br></div><div><b>Kalp spazmının sebepleri nedir?</b></div><div><br></div><div>Kalp spazmı kalp kaslarına gelmesi gereken kan miktarının azalmasıyla meydana gelir. Bunun en önemli sebebi ise kalbi besleyen atardamar olan koroner arter hastalıklarıdır. Bu rahatsızlarda damar duvarlarında yağ ve kolesterol birikimi nedeniyle plaklar oluşmaktadır. Bu plaklar damarlardaki kan akışına engel olmaktadır. Bunun meydana gelmesi kalp spazmının oluşumuna sebep olmaktadır.</div><div><br></div><div><b>Kalp spazmının belirtileri nedir?</b></div><ul><li>Göğüs bölgesinde sızı, baskı ve ağrı olması. Bu ağrı özellikle göğüs kemiğinin hemen altında oluşur. Ağrının ya da sızının oluşması soğuğa maruz kalma, fiziksel egzersiz sonrasında, duygusal anlamda stres yaşama durumunda, ağır yemeklerin sonrasında meydana gelebilir.</li><li>Kollara, boyna, çeneye ve omuzlara doğru yayılan göğüs ağrısı olması</li><li>Mide bulantısı ve halsizlik olması</li><li>Nefes darlığı çekilmesi</li><li>Terleme olması</li><li>Endişeli bir hal alma veya ölüm korkusu hissetmek</li></ul><div>Kalp spazmının süresi ve şiddeti farklılık gösterebilir. Stabil kalp spazmı olarak adlandırılan durumda görülen belirtiler, aktivitelerle birlikte artış göstermektedir. Koşarken, merdiven çıkarken artan belirtiler, dinlenirken kaybolabilir. Stabil olmayan kalp spazmında ise dinlenme sırasında bile belirtiler aynı şekilde hissedilebilir. Bunların oluşma sıklığı ve şiddeti değişken olabilir. Bu belirtileri yaşayan kişiler mutlaka doktora giderek, muayene olmalıdır.</div><div><br></div><div><b>Kalp spazmının tedavisi nasıl olur?</b></div><div><br></div><div>Bu rahatsızlığın tedavisi için yaşam tarzında değişiklik yapma, ilaç tedavisi, cerrahi müdahale, anjiyoplasti gibi yollarla yapılmaktadır. Uygulanacak tedavide amaç belirtilerin şiddetini azaltmak, oluşma sıklığı düşürmek ve kalp krizi riskini önlemektir. Yaşam tarzında yapılacak değişiklikler özellikle hafif derecede olan kalp spazmlarının önlenmesine yardımcı olur. Bunun için;</div><ul><li>Sigara kullananların bunu bırakması gerekir.</li><li>Yapılacak sağlıklı egzersizler doktor kontrolünde uygulanmalıdır.</li><li>Yağlı ve tuzlu besinler dikkatli tüketilmeli, beslenmede sebze ve meyveye ağırlık verilmelidir.</li><li>Aşırı kilolar verilmeli, kişi için en sağlıklı kiloda kalınmalıdır.</li><li>Aşırı derecede yemekten kaçınılmalıdır.</li><li>Stresten mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır.</li><li>Diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol gibi rahatsızlıklar kontrol altına alınmalıdır.</li></ul><div>Kalp spazmı tedavisi sırasında ilaç kullanılması gerekebilir. Bu ilaçlar mutlaka doktor önerisiyle kullanılmalıdır. İlaçlar arasında bulunan asetilsalisilik asit kan pıhtılaşmasını azalttığından, damarlardaki akışkanlığı arttırır. Nitratlar ise kan damarlarını gevşeterek, genişletir. Bu şekilde de damarlardan daha fazla kan kalbe ulaşır. Özellikle egzersiz öncesinde alınan nitratlar, kalp spazmı oluşumuna engel olabilir. Bunlar genellikle dil altından alınan ilaçlardır. Beta blokerler ise kalp atışını yavaşlatarak, kan basıncını düşürmeye yarar. Statinler ise kolesterolü düşürerek, damarların tıkanmasını azaltır. Kalsiyum kanal blokerleri ise damarları gevşeterek, genişletir. Bunların yeterli gelmediği durumlarda, hastalara cerrahi yöntemler ve anjiyoplasti uygulaması yapılır.</div>"
        }
    ]
}